Haziran

Google Adwords Reklam Kampanyaları

Google, günümüzdeki en önemli arama motorudur. Her gün milyonlarca insan, Google üzerinden milyarlarca arama sorgusu gerçekleştirmektedir. Google’ın insanlar tarafından bu kadar yoğun bir şekilde kullanılmasından dolayı, Google her zaman kullanıcılara daha iyi hizmet vermeyi hedeflemektedir. Yani kullanıcıların yapmış oldukları arama sorgularında, onlara en doğru ve en faydalı bilgiyi içerecek sayfaları ulaştırmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte Google, günümüzdeki en önemli dijital reklam platformlarından biri konumuna da gelmiştir. Hizmet ve ürün satışı yapmayı amaçlayan firmalar ile alıcı konumunda olan kullanıcıları ortak bir paydada buluşturmaktadır. Google bunun içinde “Google Adwords Reklamcılığı” sistemi ile arama motoru reklamı yapmak isteyenlere hizmet vermektedir.

Google Adwords reklam kampanyaları, firmalar tarafından günümüzde yoğun olarak kullanılan bir reklam çalışmasıdır. Ancak her Adwords reklam kampanyası başarılı sonuçlar doğurmamaktadır. Google Adwords reklam kampanyalarının başarıya ulaşabilmesi için dikkat edilmesi gereken birçok farklı nokta vardır. En temelde Adwords reklamlarında, kullanıcıların arama alışkanlıklarının etkili olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Elbette Adwords reklam kampanyalarının başarıya ulaşmasındaki tek faktör bu değildir. Peki, o zaman Google Adwords yönetiminde dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Şimdi bunlara bir göz atalım.

Google Adwords Reklamlarının Başarıya Ulaşması İçin Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Başarılı Adwords yönetiminde; anahtar kelimelerin belirlenmesi, reklamların ve açılış sayfalarının düzenlenmesi, sürekli takip etme, hedef kitlenin arama alışkanlıklarını inceleme, satın alma döngülerini takip etme gibi birçok faktör vardır.

Başarılı Adwords yönetimi konusunda destek almak için Google Adwords Danışmanlığı hizmetinden de yararlanabilirsiniz.

Kullanıcı Aramalarını Analiz Edin

Google Adwords reklamlarında, reklam verenleri etkileyen noktalardan biriside, kullanıcıların arama biçimleridir. Her kullanıcı ulaşmak istediği ürün veya bilgiyi çok farklı kelimeleri kullanarak aratabilmektedir. Bazen bizim bile tahmin edemeyeceğimiz kelimeler ile arama sorgusu gerçekleştirebilmektedir. Bu da kullanıcı alışkanlıklarının sürekli gelişen veya değişebilen bir yapıda olduğunun kanıtıdır. Bu yüzden ürün ve hizmetlerinize yönelik oluşturduğunuz Adwords reklamlarında, sürekli olarak anahtar kelime takibi ve analizi yapmanız gerekmektedir. Başarılı Adwords yönetiminin temel yapı taşlarından birisi; kullanıcı tarafından yapılan aramalarda, anahtar kelimelerinizi tetikleyen gerçek arama sorgularının analiz edilmesidir. İnsanların sizin ürün ve hizmetlerinize hangi arama sorgularını yaparak ulaştıklarını ve aramalar sonucu hangi reklamlarınızın tetiklendiğini bilmeniz çok önemlidir. Ayrıca kullanıcı aramalarında doğru sayfaya yönlendirmede, bu bakımdan dikkat edilmesi gereken bir husustur.

Google Adwords Kampanya Maliyetlerini Doğru Kullanın

Başarılı Adwords yönetiminde, kampanya maliyetlerini doğru ayarlamak çok önemlidir. Çünkü gereksiz ve bilinçsiz harcamalar size hem zaman hem nakit kaybettirecektir. Ayrıca yüksek bütçeli yatırımlar, başarılı reklam kampanyası demek değildir. Reklam maliyetlerinizi görebilmeniz ve analizlerini yapabilmeniz için Google Adwords arama sorguları raporundan faydalanabilirsiniz. Arama sorguları raporu size kullanıcıların arama sorgularında; hangi anahtar kelimelerinizin tetiklendiği bilgisini vermektedir. Böylelikle kullanıcıların hangi reklam ve açılış sayfasına ulaştığını tespit etmeniz mümkündür. Burada dikkat etmeniz gereken nokta, anahtar kelimeleriniz ile eşleşme sağlayacak kelimelerin doğru belirlenmesidir. Yani kullanıcının yapmış olduğu aramalardaki bir kelime, ilgisiz bir anahtar kelimeyi tetiklerse bu kullanıcıyı yanlış reklama yönlendirecektir. En nihayetinde gerçekte aradığına ulaşamayan kullanıcı eriştiği sayfayı terk edecektir. Böylelikle herhangi bir satış işlemi de gerçekleşmemiş olacaktır. Bu da sizin gereksiz bir maliyete katlanmanıza sebep olacaktır. Bu yüzden Adwords kampanyalarınızı oluştururken maliyeti doğru kullanmak adına, anahtar kelimelerinizi hangi eşleme türüne göre belirleyeceğiniz çok önemlidir. Anahtar kelimelerinizi 5 ayrı eşleme türü seçerek oluşturabilirsiniz. Bu eşleme türleri; geniş eşleme, geniş eşleme düzenleyici, sıralı eşleme, tam eşleme ve negatif eşlemedir.

Google Adwords Kalite Puanınıza Dikkat!

Google Adwords kalite puanı, başarılı Adwords yönetimine etki eden bir unsurdur. Kalite puanınızın yüksek olması hem maliyetlerinizin düşmesine hem de kullanıcı memnuniyetine etki eden bir kriterdir. Kalite puanını etkileyen faktörlerin başında; reklamın beklenen tıklanma oranı, reklam alaka düzeyi, açılış sayfası deneyimi gibi etkenler yer almaktadır. Yanlış belirlenecek reklam stratejileri, kullanıcıların yaptıkları aramalarda yanlış sayfalara yönlendirilmesine sebep vermektedir. Bu da kullanıcının ilgili sayfayı hemen terk etmesi anlamına gelmektedir. Bu gibi durumlar Google tarafından sitenize verilen değerlerin düşmesine neden olmaktadır. Çünkü Google kullanıcılara her zaman en iyi deneyimi yaşatmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Sizin Google’a yanlış bilgi aktarmanız sonucu, Google kullanıcıları yanlış sonuçlara yönelttiğinde, doğal olarak kendince size bir ceza uygulamaktadır. Bu yüzden yanlış kelimeler üzerinden sitenize trafik çekmemeye veya doğru kelimeler üzerinden gelen kullanıcıları yanlış reklam ve sayfaya yönlendirmemeye dikkat edin. Bir kelimenin reklamınız ve siteniz ile olan alaka durumu, sadece belirlediğiniz anahtar kelimeyi değil; tüm reklam gruplarını ve kampanyalarınızı etkilemektedir. Bu hususu da unutmamanız gerekir.

Anahtar Kelime Seçimine Dikkat Edin

Adwords reklamlarını düzenlerken, doğru anahtar kelimeleri belirlemek çok önemlidir. Doğru anahtar kelimelerin belirlenmesinde; sektördeki tecrübe, önceden yapılan çalışmalar, analiz araçlarından faydalanmak, kullanıcı alışkanlıklarını ölçümlemek ve rakip analizleri oldukça etkilidir. Ayrıca Adwords reklamlarında sürekli güncel kalmakta çok önemlidir. Kullanıcıların yaptıkları arama sorgularında kullandıkları kelimeler ile sizin sayfalarınıza ve reklamlarınıza ulaştıklarını unutmayınız. Bu yüzden reklam kampanyalarınızda kullanacağınız anahtar kelimeler birçok açıdan önem taşımaktadır. Anahtar kelimeleriniz; kullanıcıların size kolay ulaşabilmesi, kalite puanınızın artması, reklam maliyetlerinizin düşmesi, satışlarınızın artması gibi durumların hepsine etki etmektedir. Kullanacağınız anahtar kelimelerin her zaman talebe yönelik kelimeler olmasına özen gösterin. Reklam hedefinize yönelik olarak bazı durumlarda sektörünüzle alakalı olan kelimeleri kullanmamanız bile gerekebilir.

Oluşturacağınız reklam kampanyalarında, hangi anahtar kelimeleri kullanmanız gerektiği konusunda karar vermekte güçlük çekiyorsanız, Google Analytics raporlamasından faydalanabilirsiniz. Google Analytics içerisinde yer alan “İkincil Boyut” seçeneğinden faydalanarak, eşleşen arama sorgusu verilerini analiz edebilirsiniz. İkincil boyut kısmından herhangi bir anahtar kelimeyi seçerek, arama sorgularında tetikleyeceği anahtar kelimeleri inceleyebilirsiniz. Yine Google Analytics ile “Sorgu Eşleme Türü” kısmından belirleyeceğiniz anahtar kelimelerin eşleme türüne göre performans değerlerini öğrenebilirsiniz. Ayrıca “Sorgudaki Kelime Sayısı” alanından, Google Adwords kalite puanı ve geri dönüşüm oranı yüksek olan spesifik kelimeleri de belirleyebilirsiniz. Anahtar kelime seçimlerinde Google Adwords Anahtar Kelime Planlayıcı aracından da yardım alabilirsiniz. Ayrıca Google üzerinden kendi yapacağınız arama sonuçlarından ve aramalarda çıkan otomatik tamamlamalardan da faydalanarak fikir oluşturabilirsiniz.

Mobil Uyumluluğa Önem Verin

Başarılı Adwords yönetiminin, unutulmaması gereken bir diğer önemli noktası da; web sitenizin mobil cihazlarla uyumlu olmasıdır. Çünkü mobil cihazların kullanımı ve mobile cihazlar üzerinden internete erişim her geçen gün artmaktadır. Bu da açık bir şekilde Google Adwords reklam kampanyalarınızın ve web sitenizin mobil cihazlar için optimize edilmesi gerektiğini göstermektedir. Mobil cihaz üzerinden sitenize erişen kullanıcılara iyi bir kullanıcı deneyimi yaşatmazsanız, bu potansiyel müşterinizi kaybetmenize sebep verir. Bu yüzden internet siteniz ile beraber, Google reklam kampanyalarınızı da mobil kullanıcılar için geliştirmeniz gerekmektedir. Bunun için Google Adwords hesabınız üzerinden, mobil cihazlara özel reklam grupları ve kampanyaları oluşturabilirsiniz.

Açılış Sayfalarını Doğru Belirleyin

Google Adwords reklamları ile kullanıcının yönlendirilmek istendiği açılış sayfası kendi içerinde ayrı bir öneme sahiptir. Yani reklamınıza tıklayan kullanıcıyı ana sayfanıza yönlendirmek yerine ilgili reklamın bulunduğu sayfaya yönlendirmeniz, kullanıcı deneyimi açısından çok önemlidir. Sonuçta kullanıcıların ne aratarak sitenize ulaşmaları gerektiğini siz belirlemektesiniz. Bu da onların sizden ne istediğini, bildiğinizi göstermektedir. Bu yüzden Google Adwords reklamlarınıza tıklayan ziyaretçilerinizi, ana sayfaya yönlendirmek yerine aradıkları şeyle ilgili olan açılış sayfasına yönlendirmek çok önemlidir. Çünkü aradığıyla ilgili olan sayfaya ulaşamayan kullanıcı akabinde sitenizden ayrılacaktır.

Sonuç

Başarılı Adwords yönetimi için pek çok farklı kriterin birbiriyle uyumlu olarak ilerletilmesi gerekmektedir. Adwords kampanyalarının başarılı bir şekilde ilerletilmesi için yazı içerisinde bahsedilen noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda başarılı bir Adwords yönetiminin; süreklilik, istikrar ve ilgi istediği de unutulmamalıdır. Günden güne her sektörde rekabetin hızla arttığı ve bu rekabet ortamında hangi stratejileri uygulamanız gerektiğini bilmeniz çok önemlidir. Bu yüzden Adwords yönetiminde; nasıl kazandığınızı bilmek, hangi kampanyaların, reklam gruplarının, arama sorgularının kazandırdığını öğrenmek ve hangilerinin kaybettirdiğini analiz edebilmek çok önemlidir. Çalışmalarınızda sürekli olarak güncel verileri takip edip, analiz etmeniz gerekmektedir. Unutmayın ki gerçek başarı “emek ve sabır” gerektirir.

Google AdWords yönetimi konusunda aklınızdaki soruları sormak ya da reklam danışmanlığı hizmeti almak için Sanal Yönetmen ile iletişime geçebilirsiniz.

Blog ve Blogerlık

İnternet kullanımı her geçen gün artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Eş zamanlı olarak günden güne blog sitelerinde de artış olmaktadır. Günümüzde bir blog sahibi olmak, artık çok kolay hale gelmiştir. Blog yayını yapılabilecek birçok ücretsiz yazılım ve kaynak mevcuttur. Bu sayede dakikalar içerisinde blogunuzu kurup, yayın hayatına başlayabilirsiniz.

Artık isteyen herkes düşüncelerini, fikirlerini internet ortamında online olarak, herkesle paylaşabilmektedir. Her gün birçok blog sitesi açılmaktadır. Ancak her gün birçok blog sitesi de kapanmaktadır. Çok iyi fikirlerle, projelerle yola çıkan blog sahipleri çeşitli sebeplerden dolayı yayın hayatlarına son vermektedir. Blog yayınını devam ettirebilme konusunda dikkat edilmesi gereken belli başlı faktörler vardır. Yayın hayatına başlamadan önce bunları bilmek, sürecin devamlılığı açısından önemlidir. Her şeyden önce blog yayınında unutulmaması gereken altın kural ise “İstikrar”dır.

Blog Nedir?

Yazı ve yorumların kronolojik bir sıraya göre yayınlanmasına imkan veren, web tabanlı bir yayındır. Bloglar genellikle belli konularda bilgilerin ve görüşlerin paylaşılmasında kullanılır. Ayrıca web siteleri kendi sektörlerine ait konularda oluşturdukları içerikleri de blog aracılığıyla paylaşmaktadır.

Blog Hayatına Yeni Başlayacak Blogerlar İçin Tavsiyeler

İnternet ortamında yer alan yüzlerce hatta binlerce blog sitesi bulunmaktadır. Ancak bunlardan kaç tanesinin yayın hayatına aktif olarak devam ettiği büyük bir soru işaretidir. Hatta bu blog sitelerinden hangileri bu işi olması gerektiği gibi yapmaktadır? O zaman şimdi, blog yayıncılığında başarılı olabilmek için neler yapılması gerektiğine bir göz atalım.

Blogları Gezin ve Neler Yapıldığını İnceleyin

İşe ilk olarak inceleme evresinden başlamak doğru bir hamle olacaktır. Kendi blogunuzu açmadan önce halihazırda mevcut blogları incelemeniz, sizin için bir yol gösterici olabilir. Çünkü bu sayede neler yapıldığı, nasıl tepkiler alındığı ve neler yapılmaması gerektiği konusunda fikir elde edebilirsiniz. Alınması gereken önlemleri önceden belirleyebilirsiniz. Zaten çoğu zaman birçok blog yazarı, başka bir blog yazarından etkilenerek bu yola koyulur. Yapacağınız incelemeler size kendi blogunuzun türünü, konusunu belirlemenizde de fayda sağlayacaktır. Her zaman söylenen bir gerçek vardır ki bu bloglar içinde geçerlidir. “İyi bir yazar olabilmek için, öncelikle iyi bir okuyucu olmak gerekir.”

Hedefinizi ve Hedef Kitlenizi Belirleyin

Blog yayıncılığı konusunda dikkat edilmesi gerekilen önemli konulardan biride; hedefin ve hedef kitlenin belirlenmesidir. Sonuçta kendine bir hedef koymayan kişi nereye, nasıl ulaşacağını da bilemez.

Bloger yolculuğuna başlamadan önce, yazma amacınızı belirlemeniz gerekmektedir. Yani, hangi amaç doğrultusunda yayın yapacağınızı ve bu konudaki hedefinizi bilmelisiniz. Bloglar, elbette kişilerin kendi düşüncelerini yazıp insanlarla paylaştıkları özgür platformlardır. Ancak kabul edelim ki hiçbir okuyucuda sürekli olarak sizin gün içerisinde ne yaptığınızı, ne yediğinizi, o gün neden moralinizin bozuk olduğunu merak etmez. İnsanlar ilgilendikleri, merak ettikleri konular hakkında yazılmış olan şeyleri okumak isterler. Sizde bu tarz bir duruma hizmet ederseniz, kalıcı bir ziyaretçi kitlesi elde edersiniz. Bu yüzden bloger yaşantınıza başlamadan önce hangi konu üzerine yayınlar yapacağınıza karar vermelisiniz.

Blog üzerinden paylaşacağınız yazılardaki hedef ve amaçlarınızı belirlediniz. Peki, hedef kitlenizin kimlerden oluşacağını hiç düşündünüz mü? Yazılarınızı blogunuz üzerinden yayınlamadan önce, bu yazıyı kimlerin okuyacağını tahmin etmek ilk başlarda biraz zor olabilir. Ancak yazacağınız konuyla kimlerin ilgilenebileceğini, yazının kimlerin ilgisini çekebileceğini öngörebilirsiniz. Eğer ki arabalar üzerine yazılar yazacaksanız, blogunuzu da arabalara ilgi duyan kişilerin takip edebileceğini tahmin edebilirsiniz. Daha sonra elbette hedef kitleniz değişik profillerden oluşabilir. Yani araba almayı düşünen birinin, internette yapmış olduğu aramalar sonucu sizin yazılarınıza ulaşma ihtimalinin olması gibi. Eğer ki yazdığınız yazı doyurucu bir yazıysa, ilk etapta geçici ziyaretçi profiline sahip bu kişiler daha sonradan sürekli takipçinizde olabilir.

Kendi Uzmanlık Alanınızı Belirleyin

Blog yazmak, ‘ne olursa olsun yazarım’ mantığıyla çok fazla örtüşen bir durum değildir. Genelde de en çok yapılan hatalardan biri budur. İyi bir fikir belirleyip yola çıkan blogerlar, ilerleyen süreçlerde hedeften sapabilmektedirler. Bu da başarısızlığı beraberinde getirmektedir. Her konuda kendinize özgü bir fikriniz olabilir ancak bir konuda uzmanlaşmak verimlilik açısından daha iyidir. Hem böylelikle, sizin blogunuzu takip eden kişilerde gerçekten sizin ne ile ilgili yazılar yazdığınızı ve yazabileceğinizi daha iyi algılarlar. Blogunuz için ana konu belirleyip yazmaya başladıktan sonra, geçen süreç içerisinde yeni fikirler ve yeni alanlar bloga dahil edilmek istenir. Ancak üretmekte sıkıntı yaşanmaya başlandığında hiçbiri tam olarak yapılamaz hale gelir. Bu konuda yapmanız gereken, blogunuzu açmanızdaki amacı iyi belirlemektir. Bu blogu neden açıyorsunuz? İnsanlara katmak istediğiniz ve anlatmak istediğiniz nedir? Bu soruları kendinize sorun ve insanları bilgilendirmeyi düşündüğünüz ana konuya odaklanın. Böylelikle insanları kendinize yakınlaştırın. Blogunuzu çok fazla dallandırıp, budaklandırmak yerine ana konunuz üzerine daha fazla çalışın ve sizi takip edenlere daha fazla nasıl faydalı olabilirimin üzerine yoğunlaşın.

İçeriklerinizde Kaliteye ve Özgünlüğe Önem Verin

Blogunuz üzerinden paylaşacağınız yazıların çok olmasına değil, kaliteli olmasına her zaman dikkat edin. İsterseniz blogunuzda gün içerisinde onlarca hatta yüzlerce yazı paylaşabilirsiniz. Ama bu yazılar size özgü değil de kopya içeriklerden oluşuyorsa, emin olun bunun size hiçbir faydası olmayacaktır. Yani siz yazılarınızı nicelik ile sınırlandırmak yerine nitelik ile sınırlarını genişletebilmenin peşinde olun. Elbette özgün içerik oluşturmak anlatıldığı kadar kolay değildir. Ancak onun size katacağı değerler de tarif edilemeyecek kadar iyidir. İlk başlarda bu durum sizi zorlayacak olsa bile, ilerleyen süreçte insanların sizi neden tercih ettiği konusunda sizi rahatlatacaktır. Sonuçta önemli olan nokta, kalıcı bir takipçi kitlesi oluşturmaktır. Yoksa sitenize giren kişiler, girdikleri gibi sitenizi terk ederlerse, bunun size bir faydası olmayacaktır. Bu konuda bilinmesi gereken, sizi ziyaret eden kişilerin tekrar sitenize girmesini sağlamaktır.

Sürekliliği Hedef Alın

Bir fikir oluşturmak, bu fikir üzerine bir işe odaklanmak, o konuda özgün ve kaliteli içerikler yazmak hiçbir zaman kolay olmaz. Aslında bu konuda zor olan şey yazamamak ya da nitelikli içerik oluşturamamak değildir. Asıl zor olan şey, sürekliliği sağlamaktır. Günümüzde bir blog sitesi açmak, bir konu hakkında yazı yazmak ya da bilgi paylaşmak çok zor olan bir şey değildir. Önemli olan uzun vadede bunu devam ettirebilmektir. Bu konuda sizi zorlayabilecek bazı durumlar ile karşılaşmanız olasıdır. Örneğin; her zaman özgün ve nitelikli yazı yazmak için uğraşmanız; sizinle aynı içeriğe sahip binlerce insanın ve binlerce web sitesinin olması gibi. Belki her zaman o konu hakkında en iyi içeriği, en doğru bilgiyi siz üretemeyebilirsiniz. Ancak yazmaktan ve üretmekten vazgeçmeyerek, istikrarlı olmayı başarabilirsiniz.

Kopya İçerikten Uzak Durun

Blog yazmaya yeni başladıysanız, bunun aslında hayal ettiğiniz kadar kolay olmadığını göreceksiniz. Çünkü belirlediğiniz hedef doğrultusunda sürekli yeni içerikler üretmek, özgün olmaya çalışmak ve çeşitlilik katmak tahmin edildiği kadar kolay değildir. Çoğu zaman başladığı bu yolda yürüyemeyenlerin asıl sıkıntısı da budur. İlk başlarda günde birkaç yazı paylaşımı yapılırken zamanla; haftada birkaç yazı, ayda birkaç yazı diye düşüş meydana gelebilir. Bu tarz durumlarda blog boş kalmasın diye insanların aklına kolay yoldan içerik üretmek gelir. Yani başka bloglardan ya da sitelerden içerik alıp kendi blogunda yayınlamak gibi. Ancak belli bir zaman sonra kendinizi sadece başkalarına ait içerikli paylaşır bir halde bulabilirsiniz. Bu da blogunuzun sonu anlamına gelir. Çünkü sizin sitenizi ziyaret edecek kişiler burada özgün içerikleri bulmak isterler. Kopya içerikler hem ziyaretçi açısından hem de arama motorlarında üst sıralarda çıkabilmeniz adına sizi sıkıntıya uğratır. Bu yüzden kopya içeriklerden uzak durun.

Samimi ve İçten Olun

Blogunuzda yazdığınız yazı eğer çok fazla teknik bilgi gerektiren bir içeriğe sahip değilse, yazı dilinizi daha samimi ve eğlenceli kullanmanız size fayda sağlayabilir. İçeriğe uygun olduğu sürece herkes konuyu biraz daha samimi ve eğlenceli bir halde okumayı tercih eder. Bu durumdan da memnun olur. Tabi samimiyet ve eğlence konusunu abartmamaya ve mesafeyi korumaya özen gösterin.

Blog Dünyasında İş Birlikleri Kurun

Benzer içeriklerle, aynı hedef kitleye hitap eden sitelerin ortak işler yapıp, bir şeyler ürettiği pek görülen bir şey değildir. Ancak blog dünyası ve blog yazarlığı bir yarışma mantığında değildir. Yani blog dünyasında herkes kendi özelinde değerlidir ve herkes takdire değerdir. Tabi, işini doğru yapıyorsa. Bu yüzden diğer bloglarla ve blogerlarla iletişim kurun ve ortak işler yapın. Onların içeriklerini kendi blogunuzda yayınlayın. Sizin yazılarınızın onlar tarafından paylaşılmasını isteyin. Nitekim en büyük blog yazarları bile bu işe yeni başlayan blog yazarlarına yardım etmek için kendi vakitlerini ayırıyorlar. Sizde bu ortaklıklardan çekinmeyin.

Anahtar Kelime Seçimine Dikkat Edin

İnternet dünyasında kullanıcıların size nasıl ulaştığı çok önemlidir. İnsanların size ulaşmasını kolaylaştırmak ise sizin elinizdedir. Arama motorlarında belirli kelime ve kelime gruplarını kullanarak arama yapan ziyaretçiler, listelenen sonuçlara göre siteleri ziyaret ederler. Bu açıdan, sizde kullanacağınız anahtar kelimeleri iyi analiz edip, seçmelisiniz. Oluşturacağınız içeriğe en uygun anahtar kelimelerin hangileri olduğunu, kullanıcıların o konuya ulaşmak için ne gibi aramalar gerçekleştirdiğini iyi analiz etmelisiniz. Belirlediğiniz anahtar kelimeleri yazınızın içerisinde doğru biçimlerde ve yakın anlamlarıyla kullanmalısınız. Anahtar kelimeleri belirleme konusunda yardım almak için Google Anahtar Kelime Planlayıcı aracından faydalanabilirsiniz.

Blogunuzun ve Yazılarınızın Analizini Yapın

Blog yayıncılığında genel olarak analiz kısmı pek önemsenmeyen bir durum olarak algılanır. Ancak bu durum oldukça yanlıştır. Sonuçta yapılan işin ölçümlenmesi, değerinin anlaşılması açısından önemlidir. İşinizi büyük bir ciddiyet ve özveri ile yapmak istiyorsanız, blogunuzu ölçmeli ve analiz etmelisiniz. İçeriklerinizin okunma oranını, blogunuzun ziyaretçi sayısını, site trafiğini, okurların içeriklerle olan etkileşimlerini ölçümlemek, size artı değer katacaktır. Bu konuda faydalanabileceğiniz birçok analiz aracı bulunmaktadır. Google Analytics ve benzeri programlardan faydalanarak analizlerinizi yapabilirsiniz.

Blogerlar için arama motorlarında üst sıralarda çıkmak oldukça önemlidir. Yazıları daha fazla insana ulaştırmak, daha fazla okuyucu kitlesi kazanmak, her blogerın isteğidir. Bunun için yukarıda bahsedilen hususları özenle ve dikkatle uygulamanız sizin faydanıza olacaktır. Blog sayfanızı Google’da ilk sayfaya yükseltebilmek için neler yapılması gerektiğini anlatan ” Google’da İlk Sayfada Olmak için Yapılması Gerekenler ” başlıklı yazı blogunuzun sıralamasını yükseltmeniz konusunda yol gösterici olacaktır. Ayrıca blogunuzu ve yazılarınızı sosyal ağlar aracılığıyla daha fazla insana ulaştırabilmek için ” Etkili Sosyal Medya Kullanımı ” konulu yazımızı okuyarak, sosyal medyanın gücünden daha fazla yararlanabilirsiniz.

Referrer Domain ve Linked Domain İlişkisi

Web siteler için linkleme çalışmaları oldukça önemlidir. Çünkü bir web sitesinin dışarıdan almış olduğu linkler, hem site trafiğine hem de sitenin arama motorlarındaki sıralamasına etki etmektedir. SEO Danışmanlığı kapsamında yürütülen, SEO çalışmaları içerisinde yapılan bu linkleme çalışmaları gün geçtikçe farklı boyutlar kazanmaktadır. İlk başlarda site dışı sayfalardan alınan linklerin sayısal çoğunluğu büyük önem taşırken; artık site dışı sayfalardan alınan linklerin kalitesi büyük önem taşımaktadır. Yani artık linkleme çalışmalarının niteliği ve niceliği arasındaki uyumluluk önemli hale gelmiştir.

Site dışı linkleme çalışmalarının yapılmaya başlandığı ilk zamanlarda, hatta yakın bir tarihe kadar; başka bir web sitesinin, direkt olarak domain uzantınıza yönlendirme yapması yeterli görülmekteydi. Ancak süreç ilerledikçe bu durumda değişmeye başladı. Zamanla ana sayfanıza yapılan yönlendirmelerin yanında; diğer alt sayfalarınıza ve hatta makaleler içerisinden sitenize yapılan yönlendirmeler önem kazanmaya başladı. Site dışı link inşası çalışmalarının önemli olduğuna dair açıklamaların yapıldığı ilk zamanlarda; sadece sayıca fazla link almanın önemi üzerinde durulmaktaydı. Eskiden web siteleri ve bloglar için en uygun linkleme stratejisi, alınabildiği kadar çok Backlink alınması yönündeydi. Şuan ise site dışı linkleme çalışmalarında “Referrer Domains ve Linked Domains” arasındaki uyumluluk önem kazanmıştır. Sürecin bu şekilde evrilmesindeki en büyük etken hiç şüphesiz, Google’ın sitelere verdiği PageRank değerinin kaldırılması olmuştur. Hatırlanacağı üzere Google PageRank Algoritması ile web sitelere, aldıkları link sayısına göre 0-10 arasında bir değer puanı vermekteydi. Ancak yapılan Black Hat SEO çalışmaları sonucu, Google bu algoritmanın kötüye kullanıldığını fark etmiş ve bu güncellemenin geçerliliğini sonlandırmıştır. O zaman Referrer Domain ve Linked Domain’in ne demek olduğuna ve aralarındaki uyumluluğu nasıl algılamak gerektiğine bir göz atalım.

Referrer Domain Nedir?

Referrer Domain en kısa anlamıyla; tüm link almış olduğunuz sitelerin sayısını ifade etmektedir. Yani; bir web sitesi üzerinden alınan çok sayıdaki link sayısını değil, farklı web sitelerden alınan link sayısını ifade etmektedir. Daha da anlaşılır olması adına örneklendirmek gerekirse; Referrer Domain, tek bir web siteden alınan 10 farklı link sayısını önemsememektedir. Kaideye alınan durum; farklı web sitelerdenden alınmış olan tekil yönlendirmelerin sayısıdır.

Linked Domain Nedir?

Linked Domain terimi; bir web sitesinin link ile yönlendirme yaparak, referans olduğu farklı web siteleri ifade etmektedir. Yani başka sitelere ait linkleri, kendi sitenizde bulundurmanızdır. Site üzerinden verilecek, farklı web sitelere ait link çıkışlarının “dofollow” olarak yapılması katkı sağlayacak olan durumdur. Sitelerde verilen linkler, dofollow veya nofollow olarak verilmektedir. İkisi arasındaki farkı kısaca özetlemek gerekirse; dofollow olarak verilen site linkleri, sitenin hem trafiğini artırır hem Google sıralamasının yükselmesine yardımcı olur. Nofollow olarak verilen site linkleri ise site trafiğinin artmasına katkı sağlar ancak Google sıralamasının yükselmesi adına pek fazla katkı sağlamaz.

Referrer Domain ve Linked Domain Uyumluluğunun Önemi

Yukarıda yapılan tanımlamalar neticesinde; Referrer Domain için alınan link sayısı, Linked Domain için ise alınan linklerin kalitesi olarak özet yapılabilir. Peki, bu iki faktör arasındaki uyumluluk neden önemlidir? Bunu da kısaca açıklayalım.

Bir sitenin Referrer Domainler üzerinden Backlink almasını önemli kılan iki faktör vardır. Bunlar: site içi trafiği arttırmak ve arama motorları sıralamalarında üst sıralara çıkabilmektir. Yani kendi sitenize Referrer Domainler üzerinden yönlendirme alırken, Backlink’in bahsedilen bu iki durumu da barındırması gerekmektedir. Bu da sayıca fazla Referrer Domain ve dofollow olarak verilmiş Linked Domainler alınması ile mümkündür. Yani sadece sayısal olarak fazla link alınıyor olması, Backlinklerin kaliteli olduğu anlamına gelmemektedir.

Yazı içerisinde genel olarak bahsettiğimiz gibi eskiden çok fazla Backlink alınıyor olması, önem derecesi yüksek ve yeterli bir durum olarak görülüyordu. Ancak bugün bir sitenin sadece aldığı link sayısı değil; hangi web sitelerden, hangi sayfalardan, ne kadar sık ve hangi anahtar kelimeler üzerinden link aldığı önemli olmuştur. Bu da arama motorlarının artık sadece niceliğe değil niteliğe de ne kadar önem verdiğinin göstergesidir. Site dışı SEO çalışmalarından istenilen verimi elde edebilmek için alınan Backlinkler’in durumu çok önemlidir. Aldığınız Backlink’i hangi sebeple, hangi siteden ve ne yararla aldığınıza dikkat etmelisiniz. Bir siteden alınacak Backlink’in dofollow Linked Domain olması sizin için çok önemlidir. Referrer Domain ve Linked Domain arasındaki uyumu kesinlikle göz ardı etmeyin.

Referrer Domain, Linked Domain ve SEO çalışmaları ile ilgili aklınızdaki soruları sormak ya da Kurumsal SEO Danışmanlığı hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Google İçerik Reklamları

Yakın zaman önce Facebook üzerinden yayıncıların içerik yayını yapabilmesine imkan veren, Instant Articles hizmeti faaliyete geçmişti. Facebook’tan sonra şimdide Google benzer bir hizmet vermeye hazırlanıyor. Google’ın sunacağı bu hizmet sayesinde, markalar ve yayıncılar arama sonuç sayfasında içerik yayınlayabilecekler. Google içerisinde barındırılabilecek içerikler sayesinde, markalar buradan reklam yapabilecekler.

Haber kaynağı akış sayfasında içerik yayını, ilk olarak geçen yıl Facebook tarafından kullanıma sunulmuştu. Geçtiğimiz yıl Facebook, sınırlı sayıda katılımcının, Instant Articles (anında haber) uygulaması ile Facebook üzerinde içerik barındırmasına izin vermişti. Bu yeni uygulama sayesinde yayıncılar, haber sayfasında sitelerine ait içerikleri paylaşma imkanı bulmuştu. Şuan aktif olarak kullanılan bu uygulama, haber sitelerinin ve özellikle e-ticaret sitelerinin hayalini kurduğu, hızlı yüklenen sayfalar özelliğini gerçekleştirme imkanı vermektedir.

Google İçerik Reklam Devrini Başlatmaya Hazırlanıyor

Facebook’un uygulamaya koymuş olduğu haber akış sayfasında içerik yayını ve reklam yayını hizmetinin ardından, şimdi ise Google buna benzer bir uygulama için çalışmalara başlamış durumda.

Google uygulamaya koyacağı bu yeni hizmeti için, web tabanlı bir arayüz geliştirdiğini duyurdu. Bu arayüz, Arama Motoru Sonuç Sayfası’nda (SERP) gösterilecek olan metin ve görsellerin yüklenmesi için yapılan özel bir yükleme sayfasıdır. SERP üzerinde yer alacak reklam içeriklerinin uzunluğu 14 bin karakter sınırlamasına tabi tutulacak. Aynı zamanda içerikler maksimum 10 görsel ve video bağlantı içerebilecek. Buna ek olarak SERP üzerinde yer alacak sayfalar Facebook, Twitter ve e-posta ile paylaşılabilecek. Arama sonuç sayfası üzerinde görünüm olarak yer alacak yayın içerikleri kayar slayt olarak görüntülenecektir.

Arama sonuçlarında yer alacak içerik yayınları ve reklamlar, oluşturulan bu yeni arayüz sayesinde ayrı bir sayfa üzerinde barındırılacak. Bu içerikler 1 hafta boyunca konuyla ilgili yapılan aramalarda gösterilecek. 1 hafta sonrasında ise bu içerikler arama sonuç sayfasından kaldırılacaktır. Ancak bu içerik yayınları, Google içerisinden kaldırılmayacaktır. Yani içerikler Google’da barınmaya devam edecek. Böylelikle bu içeriklere link ile tekrar ulaşılabilecektir.

Google, hizmete sunacağı bu yeni proje için henüz geliştirme çalışmalarına devam etmektedir. Şuan için bu sistem adına Google’da birkaç deneme yayını yapılmıştır. Ayrıca Google tarafından hizmete sunulacak bu yeni projenin isminin ne olacağı da henüz bilinmemektedir.

Her geçen gün yaygınlaşan bu tür reklam uygulamaları, markaları ve yayıncıları site dışı reklam yapmaya yöneltmektedir. Çünkü içeriklerin direkt olarak reklam yapılan ağlar üzerinde yer alması, sayfaların daha hızlı açılmasına ve kullanıcıların başka sayfaya gitmeden direkt içeriğe ulaşabilmelerine imkan vermektedir. Bu durum kullanıcılar tarafından daha cazip görülmektedir. Şuan yurt dışında birçok yayıncı, kullanıcıları kendi sitesine çekmek yerine, içeriklerini doğrudan sosyal medya ağlarında barındırmaya başlamıştır. ( Facebook Instant Articles uygulaması). Bu duruma Apple da örnek gösterilebilir. Apple, “Apple News” uygulaması için direkt olarak kendi sunucuları üzerinden içerik barındırmaya izin veren CMS (içerik yönetim sistemi) arayüzünü tasarlamıştır. Süreç bu şekilde ilerlemeye devam ederse, kendi sitesine yönlendirerek reklam yapmaya çalışan sitelerin işi biraz daha zorlaşacak gibi gözükmekte. Google ve Facebook’un bu yeni özellikleri, yavaş yavaş blogların yerini de alabilir. Kim bilir belki de yayıncılar ve markalar kendi sitelerinden vazgeçerek, direkt olarak sosyal ağlarda ve arama motorlarında içerik barındırmaya yönelebilir.